1996 yılında, idam cezasının hala yürürlükte olduğu bir dönemde, iki mahkum bir cezaevinde son günlerini geçirmektedir. Cüneyt, hafif bir suçtan ceza çekerken adaletsizliklerle yüzleşmiş ve sık sık hücre cezası almıştır. Arkın ise, üzerine atılan suçları reddederek suçsuzluğunu kanıtlamaya çalışmış ama idama mahkum edilmiştir. Cüneyt'in tahliyesine, Arkın'ın idamına sadece iki gün kalmıştır. Hapishane müdürü, riskleri göze alarak ikisini birlikte şehir merkezine taşımak için harekete geçer. Ancak, Cabbar, Arkın'ın suçunu üstlenme ihtimaline karşı, nakil aracına pusu attırarak ikilinin hayatta kalma mücadelesini başlatır.