Tıp fakültesi hayalleri kuran Waverly, Taipei'deki ailesini ziyaret ettikten sonra hayatının bambaşka bir yöne gideceğini asla tahmin edemezdi. Beklenmedik bir olay, onu Kanada'nın ücra bir köşesine, küçük bir kasabaya sürükler. Bu kasabada Waverly, kendini keşfetmeye ve bambaşka bir insan olmaya başlar. Tam da bu sırada, hayatının aşkını da bu kasabada bulacaktır. Cankurtaran Blake, Waverly'i boğulmaktan kurtarır ve bu olay, ikisinin kaderini birleştirir. Blake, Waverly'e yüzmeyi öğretmeyi teklif eder ve bu teklif, aralarındaki bağı her geçen gün güçlendirir. Birlikte yüzmenin keyfini çıkarırken, Waverly'nin kalbinde Blake'e karşı yepyeni duygular filizlenmeye başlar. Blake'in cesareti, güveni ve sevecenliği, Waverly'nin kalbine dokunur ve onu bambaşka bir dünyaya taşır. Waverly, tıp fakültesi hayallerinden vazgeçmiş olsa da, Blake ile birlikte bambaşka bir mutluluğu yakalamıştır.