Hayat bazen insanı, seçim yapma şansı bile tanımadan en keskin virajlarda sınar. İstanbul’un gölgede kalmış bir mahallesinde, kentsel dönüşüm kıskacında sıkışmış küçük bir aile, hayatta kalabilmek için her gün yeniden doğmak zorundadır. Salih ve Ayşe, altı yaşındaki konuşmayan oğulları Emre ile birlikte, kendi ayakta kalma senaryolarını yazmaktadır. Bir sabah, Salih'in yıllardır emek verdiği beyaz yakalı işi aniden elinden alınır. İşsiz kalmasıyla birlikte umut, yerini sessiz bir çaresizliğe bırakır. Ayşe ise kulaklıkla sigorta satmaya çalıştığı evden çalışma düzeninde, hem anne hem de geçim savaşçısı olarak ayakta durmaya çalışmaktadır.
Kiraların yükselişiyle barınma dahi bir lüks haline gelirken, çareyi motosikletle yolcu taşıma uygulamasında bulurlar. Rosinante adını verdikleri motosiklet, hem evin geçim kaynağı hem de ailecek kurdukları kırılgan düzenin bel kemiği olur. Ancak zamanla Ayşe de, kimliğini gizleyerek direksiyona geçmek zorunda kalır. Bu yeni düzen, onlara İstanbul’un daha önce hiç görmedikleri yüzünü göstermeye başlar. Derken bir sabah, Rosinante çalınır. O an, sadece bir motosiklet değil, ailenin kurduğu tüm dengeler ellerinden kayıp gider. Artık hayatta kalmak için verdikleri mücadele, sadece ekonomik değil, duygusal ve moral bir savaş alanına dönüşmüştür. Her bir adımda daha sert gerçeklerle yüzleşirler.