Bir zamanlar, Paris'in sokaklarında, edebiyatın ve sanatın kudretiyle yankılanan hikayeler yaşandı. O dönemde, bir genç şairin hayatı, umutla ve coşkuyla başladı. Lucien, adı dahi bilinmeyen, ancak kelimelerle dans eden bir ruh, Paris'in ışıltılı caddelerine adım attı. Ancak, bu muazzam şehir, ona hiç beklenmedik gerçekleri öğretti. Burada, her ne kadar şiir ve sanat önemli olsa da, altınla ölçülen bir dünya vardı. Lucien, kendi yetenekleriyle değil, varlıklı mecraların gücüyle değerlendirildiğini gördü. Ancak, bu genç şair için umut her zaman parlamaya devam etti. Çünkü o, sanatın gerçek ruhunu aramak için yola çıkmıştı. Belki de zaferi, kendi değerlerini koruyarak kazanacaktı.